EŞ ANLAMLI KELİMLER ÖĞRENCİ VERSİYONUNU AÇ
ZIT ANLAMLI KELİMLER ÖĞRENCİ VERSİYONUNU AÇ
*************************************************
Türkçemizdeki 2000 den fazla eş anlamlı kelimeleri ne kadar bildiğinizi
ölçmek ister misiniz? O zaman buyurun yeni oyunumuza...
EŞ ANLMALI KELİMELER LİSTESİ:
abdesthane: ayakyolu
abes: anlamsız, saçma, boş
abıhayat: bengisu, dirim suyu, ölümsüzlük suyu
abide: anıt
abluka: kuşatım, kuşatma
abone: sürdürümcü, sürdürüm
absorbe: emme soğurma
absürt: saçma, usdışı
abus: somurtkan asık (yüz)
acayip: şaşırtıcı, yadırgatıcı
acele: tez, ivedi, tezelden, ivedilikle
acemi: toy, ustalaşmamış, beceriksiz
aceze: düşkünler
acil: ivedi
âciz: güçsüz beceriksiz
acz: güçsüzlük beceriksizlik
acul: tez canlı, ivecen
acuze: kocakarı
adabımuaşeret: görgü
adalet: türe
adap: töre, yol yordam
adaptasyon: uyarlama
adapte: uyarlanmış
adaptör: uyarlaç
adavet: düşmanlık
adele: kas
âdet: görenek, töre alışkı, alışkanlık
adet: sayı
âdeta: neredeyse
adi: aşağılık, bayağı olağan, sıradan
adil: doğru, haktanır
adres: bulunak
aerometre: havaölçer
af: bağışlama
afaki: gelişigüzel, amaçsız
afazi: söz yitimi
aferist: vurguncu, çıkarcı
afet: kıran, yıkım
affetmek: bağışlamak
afiş: ası
afişe: açıklamak, açığa vurmak
afiyet: sağlık, esenlik
afoni: ses yitimi
aforizma: özlüsöz
aforoz: toplumdışılama
agâh: bilgili, uyanık, öngörülü
agnosi: tanısızlık
agnostik: bilinemezci
agorafobi: alan korkusu
agrafi: yazma yitimi
aguş: kucak
ağyar: yabancılar, eller
ahbap: arkadaş, tanış, biliş, gönüldeş
ahdetmek: ant içmek
ahenk: uyum
aheste: yavaş, ağır
ahfat: torunlar, soy
ahir: son
ahit: antlaşma, sözleşme, ant,
ahize: almaç
ahkâm: yargılar
ahlak: töre, aktöre, alışkanlık
ahmak: beyinsiz, bön
ahşap: ağaç, tahta
ahval: durum, durumlar
aidat: ödenti kesenek
aidiyet: ilişkinlik, değginlik ilgi
aile: ocak
ait: ilgili, ilişkin, ilişik
ajan: gizli görevli
ajanda: andaç
ajur: delikli işleme, gözenek
akabinde: hemen sonra, ardından, ardı sıra
akdetmek: (sözleşme, antlaşma) yapmak
akıbet: son
akıl: us, bellek, öğüt
akim: kısır, verimsiz, sonuçsuz
akis: yankı, tepki, yansı
akit: sözleşme, bağıtﻋﻘﺪ
aklıselim: sağduyu
akont: öndelik
akort: (çalgı için) düzen
akran: yaşıt
akromatopsi: renkkörlüğü
akrostiş: adlama
aks: dingil
aksam: bölümler
aksan: vurgu, söyleyiş
akselerasyon: ivme
akselerograf: ivmeyazar
akselerometre: ivmeölçer
aksesuar: eklenti, donatımlık
aksi: ters, geçimsiz
aksiyom: belit
aksiyon: eylem
aksiyoner: paydaş
aksülamel: tepki
aktif: etkin, canlı etkili, etken
aktör: (erkek) oyuncu
aktüel: güncel
akustik yankıbilim, yankılanım, sesdağılım
akut: iveğen
akuzatif: belirtme durumu
akü (akümülatör): akımtoplar
âlâ: iyi, çok iyi, üstün
alafranga: batılıca
alaimisema: gökkuşağı, ebemkuşağı
alaka: ilgi, ilişki
alamet: belirti, iz
alametifarika: ayırtaç
alaminüt: çarçabuk, ayaküstü
alarm: tetikdur
alaturka: doğuluca
alayiş: gösteriş
alegori: yerine
aleksi: okuma yitimi
alelacele: ivedilikle, çabucak, çarçabuk
alelade: sıradan, olağan
alelusul: üstünkörü, gelişigüzel
âlem: evren eğlenti el gün
âlemşümul: evrensel
alenen: açıkça, açıktan açığa
aleni: açık, ortada
aleyh: karşı, karşıt
alfabe: abece
âli: yüce, yüksek, ulu
almanak: yıllık
alpinist: dağcı
alpinizm: dağcılık
alternatif: seçenek
alternatör: dalgalı akım üreteci
altimetre: yükseklikölçer
alturist: özgeci, özgecil, elcil
alturizm: özgecilik, elcillik
âmâ: görmez, görme engelli
amatör: özgen, özenci
ambalaj: (yapmak) sarmak
ambale (olmak): şaşkına dönmek, başı şişmek
ambargo: engelleyim
amblem: belirtke
ambulans: cankurtaran
amelî: uygulamalı, kılgısal
ameliyat: işlemce
ameliye: işlem
amenajman: düzenleyim
amfibi: yüzergezer
âmil: etken
âmir: buyurucu, baş, buyurgan
amiyane: sıradan, bayağıca
amme: kamu
amnezi: bellek yitimi
amoral: aktöredışı, töredışı
amortisman: sönüm
amortisör: yumuşatmalık
ampirizm: deneycilik
amplifikatör: yükselteç
amudufıkari: omurga, belkemiği
anabolizma: özümleme
anahtar: açkı, açar
anakronik: çağaşımsal
anakronizm: çağaşım
analitik: çözümleyici çözümsel, çözümlemeli
analiz: çözümleme
analjezi: acı yitimi, ağrı yitimi
analjezik: ağrıkesici
analoji: benzeşim, benzeme örnekseme
anane: gelenek
ananevi: geleneksel
anarşi: başsızlık kargaşa
anarşik: kargaşalı, karışık
anarşist: baştanımaz, kargaşacı
anatomi: gövde yapısı, gövdebilim
ançüez: balık ezmesi
anemi: kansızlık
anestezi: uyuşturma
anestezik: uyuşturucu, duyumsuzlaştırıcı, bayıltıcı
angaje: bağımlı, bağlanmış
angajman: bağlantı
angarya: yüklenti
ani: birden, ansızın, beklenmedik, apansız
animizm: canlıcılık
anjin: boğaz yangısı
anket: soruşturma
anketör: soruşturman
anomali: sapıklık, sapaklık
anonim: adsız
anons: sesli duyuru
anormal: olağandışı, dengesiz
anot: artıuç
ansiklopedi: bilgilik
antant: antlaşma
anten: duyarga
anterit: incebağırsak yangısı
antet: başlık
antifriz: donmaönler
antik: ilkçağ işi
antikor: karşınözdek
antipati: sevimsizlik, soğukluk, karşıtduyu
antitez: karşısav
antoloji: seçki
antre: giriş
antrenman: çalışım alıştırma
antrenör: çalıştırıcı
antrparantez: ayraç içinde, ayrıca, sırası gelmişken
anyon: eksin
apandisit: körbağırsak yangısı
apel: çağrım
aperitif: açar
apolet: omuzluk
aposteriori: sonsal
apraksi: işlev yitimi
apriori: önsel
apse: irinlenme, yangı, irinşiş
arabesk: arap müziği
aranje (etmek): düzenlemek, uyarlamak
aranjman: düzenlemek
araz: belirti, bulgu
arazi: toprak, yer
arazöz: yersular
arbede: çatışma
ardiye: yığımlık
areometre: sıvıölçer
arıza: aksaklık, bozukluk
arife: öngün
aristokrasi: soyluerki
aristokrat: beysoylu, soylu
aritmetik: sayıbilim, sayıbilgisi, sayıbilimsel
arkaik: eskil
arkaizm: aşnılık, eskillik çağaşım
arkeolog: kazıbilimci
arkeoloji: kazıbilim
armatür: donatı
armoni: uyum
arşiv: belgelik
arter: atardamar, anayol
arterit: atardamar bozukluğu
artist: sanatçı, oyuncu
arz: sunma, anlatma, bildirme
arz: yer, yeryüzü
arzu: istek, dilek
arzuhâl: dilekçe
asabi: sinirli, öfkeli
asabiyet: sinirlilik
asalet: soyluluk
asansör: inerçıkar
asap: sinir, sinirler
asarıatika: eski yapıtlar
asayiş: güvenlik
asgari: en az, en aşağı, en düşük, en alt
asıl: kök, kaynak, gerçeklik, gerçek
asıllı: kökenli, uyruklu
asılsız: dayanaksız, uydurma
asır: yüzyıl
asi: başkaldıran, dikbaşlı
asil: soylu
asimetri: bakışımsızlık
asimetrik: bakışımsız
asimilasyon: özümleme benzeşme
asistan: yardımcı
asker: süer
asli: birincil, köklü, baş
aspiratör: emmeç
asır: yüzyıl
asri: çağdaş, çağcıl
astronomi: gökbilim
astronot: uzayadamı
asude: dingin, sessiz
asuman: gökyüzü
âşık: tutkun, vurgun, ozan, sevgen
aşikâr: açık, besbelli, ortada
aşina: tanış, biliş bilen, anlayan
aşiret: oymak
aşk: sevgi, sevi
atak: atılım, akın, saldırı
atalet: tembellik, gevşeklik, uyuşukluk
atavizm: atacılık
ateh: bunama, bunaklık
ateizm: tanrıtanımazlık
atfen: dayanarak, göre
atıf: yöneltme, çevirme, gönderme
atıl: işe yaramaz, iş görmez, süreduran
ati: gelecek
atlet: yarışımcı
atletizm: yarışımcılık
atölye: işlik
avane: yardakçılar, kafadarlar
avangart: öncü
avanproje: öntasarı
avans: öndelik
avantaj: çıkar, yarar, üstünlük
avare: işsiz, aylak
avdet: dönüş
averaj: ortalama
avukat: savunman
ayan: belli, açık
ayan beyan: apaçık, açık seçik, besbelli
ayin: kuttören
aynen: olduğu gibi, tıpkı
aynı: tıpkı, tıpkısı, özdeş
ayni: nesnesel
ayniyet: tıpkılık, özdeşlik
aysberg: buzdağı
ayyaş: içkici
ayyuka çıkmak: göklere çıkmak, yükselmek yayılmak
aza: üye
azamet: ululuk çalım, kurum
azami: en çok, en üst, en büyük, en yüksek
azap: ezinç
azar: paylama
azat: özgür bırakma
azil: görevden alma
azimet: gidiş
badire: dar geçit, dar boğaz, sıkıntı
bagaj: yük, denk yük yeri
baget: çubuk
bahane: sözde neden, nedensi
bahar: ilkyaz
bahir: deniz
bahis: konu, söz
bahş(etmek): eriştirmek, vermek
bahşiş: sevinmelik
baht: yazgı, yazı
bahtiyar: mutlu
bahtsız: karayazılı, karagünlü
bahusus: özellikle, hele, üstelik
bakaya: kalıntı
baki: artan, kalan kalımlı, ölümsüz
bakir: el değmemiş, işlenmemiş, bozulmamış,
bakiye: kalan, artan
bakliye: baklagil
balans: denge
balast: kırmataş
baliğ: erin, varan, bulan
balistik: atışbilim
bandaj: sargı kayış
bani: kuran
bank: sıra
banliyö: dolaylık, çevre, yörekent
banyo: yunak, yıkanma, yıkama
bap: kapı, bölüm, konu
baraj: su bendi, büğet, bağlağı, engel
barisfer: ağıryuvar
bariyer: engel
bâriz: açık, belirgin
barometre: basınçölçer
basiret: sağgörü
basit: yalın, yalınç, kolay, sıradan
batıl: boş, dayanaksız
batıni: içrek
bayi: satıcı, satış yeri
bazen: kimi kez, arada, ara sıra
bazı, kimi birtakım
becayiş (etmek): karşılıklı yer değiştirmek
bedava: karşılıksız, emeksiz
bedbaht: mutsuz
bedbin: kötümser
beddua: ilenç, ilenme, kargış
bedel: karşılık, tutar
beden: gövde
bedir: dolunay
behemehâl: kesinlikle, ne yapıp yapıp, her durumda
beher: her bir
beis: sakınca
bej: sazrengi
bek: savunucu
beka: kalım
belahet: alıklık
belde: kent
belediye: yerel yönetim
bende: kul, köle
beraat: aklanma
beraber: birlikte
berabere kalmak: yenişememek
berbat: kötü, çok kötü
berdevam: sürüp giden
berduş: başıboş
bermutat: alışılageldiği gibi
bertaraf: kaldırılmış, giderilmiş
bet: kötü, çirkin
beter: daha kötü
betoniyer: karmaç
beyan: söyleme, bildirme
beyanat: demeç
beyanname: bildirge, bildiri
beyaz: ak
beyhude: boşuna, boş yere, yararsızca
beynelmilel: uluslararası
beyzi: söbe, yumurtamsı
biblo: süslük
biblografya: kaynakça
biçare: umarsız
bidayet: başlama, başlangıç
bigâne: ilgisiz yabancı
bigudi: sarmaç, kıvırtmaç
bihaber: salıksız bilgisiz
bihakkın: adamakıllı, iyice
bilaistisna: ayrıksız
bilakis: tersine
bilanço: dengelem
bilavasıta: dolaysız, doğrudan
bilcümle: bütün
bilfarz: diyelim ki, sözgelişi
bilfiil: edimli olarak, doğrudan
bilhassa: özellikle
bililtizam: bile bile, isteyerek
bilistifade: yararlanarak
bilmukabele: karşılıklı olarak ben de
bilumum: bütün
bina: yapı
binaen: -den dolayı, -den ötürü dayanarak
binaenaleyh: dolayısıyla, bundan dolayı
biperva: çekinmez, sakınmaz, korkusuz, çekinmeden,
birader: erkek kardeş: arkadaş
bisiklet: çiftteker
bitap: bitkin, yorgun (argın)
bitaraf: yansız, yan tutmayan
bittabi: doğal olarak
biyografi: özgeçmiş
biyoloji: yaşambilim
biyonik: dirimkurgu, dirimkurgusal
biyosfer: dirimyuvar biosphère
bizar: bezmiş, bıkmış, tedirgin
bizatihi: kendisi, kendiliğinden
bizzat: kendisi, aracısız
blokaj: bekletim, yığım
blöf: kandırmaca, kurusıkı
bobin: sarımlık
boks: yumrukoyunu
bombardıman: topa tutma
bombe: şişkinlik, kabarıklık
bonbon: şekerleme
bone: başlık
bonkör: eliaçık, iyiliksever
bonservis: iyi iş belgesi, iş başarı belgesi
botanik: bitkibilim
boykot: direniş
branş: dal, kol
bravo: yaşa!
brifing: özetleyim, özetlem bilgilendirme
bröve: uzluk belgesi
brülör: yakaç, yakmaç
brüt: kesintisiz
buhar: buğu
buhran: bunalım
buhur: tütsü
bukle: büklüm, kıvrım
buldozer: yoldüzler, yoldüzer
bulvar: genyol
burç: dönence
burjuva: kentsoylu, kenter
burs: öğrenimlik
buse: öpücük
butlan: geçersizlik, çürüklük
buut: boyut, uzunluk
bühtan: kara çalma
büluğ: ergenlik
bünye: yapı
camîa: topluluk
cebren: zorla
celse: oturum
cenk: savaş
cenup: güney
cerahat: irin
cevap: yanıt
cihaz: aygıt
cihet: yön, yan
civarı: dolayları
cümle: tümce
çabuk: ivedi
çare: çözüm
çehre: yüz
çember: yuvarlak
çeşit: tür
çeyrek: dörtte bir
dair: ilişkin
daire: yuvarlak
data: veri
defa: kere, kez
define: gömü
delil: kanıt
dert: ağrı
detay: ayrıntı
devir: çağ
devre: dönem
diğer: öbür, öteki
dikte: yazdırım
dinginlik: durağanlık, süredurum
direkt: doğrudan
doktrin: öğreti
doküman: belge
domestik: evcil
dominant: baskın
done: veri
download: indirme
düşman: yağı
ebat: boyut
ebedî: sonsuz
ecdat: ata
ecel: ölüm
ecnebi: el, yad
edebiyat: yazın
egzersiz: alıştırma
ehemmiyet: önem
eksper: bilirkişi
elbise: giysi
emir: buyruk
emniyet: güvenlik
endemik: salgın
endişe: kaygı
endoskopi: içgörüm
enerji: erke
enflamasyon: yangı
enformasyon: bilişim
enteresan: ilginç
eritrosit: alyuvar
eser: yapıt
esir: tutsak
etraf: ortalık
evrak: belge
evvel: önce
faal: etkin
faiz: riba, getiri
fakir: yoksul
faks: belgeç, belgegeçer
faktör: etken
fen: ilim, bilim
fenomen: olgu
feyezan: taşkın
fırkat: ayrılık
fiil: eylem
fikir: görüş
filoloji: dilbilim
filtre: süzgeç
fizyoloji: işlevbilim
fonksiyon: işlev
fotokopi: tıpkıbasım
garanti: güvence
garp: batı
gayri: olmayan, başka, dışı
genetik: kalıtım (bilimi)
gıda: besin
global: küresel
gramer: dil bilgisi
grup: öbek
güzide: seçkin
hadise: olay
hafıza: bellek
hafif: yeğni
hafriyat: kazı
hakikat: gerçek
hâkim: yargıç
hâl: vaziyet, durum
halita: alaşım, karışım
halüsinasyon: varsanı
hamile: gebe
harap: yıkık
hararet: ısı, sıcaklık
hareket: devinim
harf: ses, imce
hasret: özlem
hassas: duyarlı
hasta: sayrı
haşere: böcek
hata: kusur, yanlış
hatıra: anı
hayat: ömür, yaşam
haysiyet: saygınlık
hazım: sindirim
hediye: armağan
hegemonya: boyunduruk
hemen: çabucak
henüz: daha
hiddet: kızgınlık, öfke
hikâye: öykü
hilaf: karşıt
his: duygu
histoloji: doku bilimi
hoca: öğretmen, muallim
homojen: bağdaşık
hukuk: tüze, tüzük
husus: konu
huzur: dirlik
hücre: göze
hücum: saldırı
hürmet: saygı
ırsi: kalıtsal, kalıtımsal
ısrar: üsteleme
içtima: toplantı
içtimai: toplumsal
iftihar: övünme
ihtiras: tutku
ihtiyaç: gereksinim
ihtiyar: yaşlı
ihtiyat: yedek
iktibas: alıntı
ilave: ek
ilham: esin
illüzyon: yanılsama
imar: bayındırlık
imkân: olanak
imla: yazım
imtihan: sınav, yazılı
imtiyaz: ayrıcalık
inhisar: tekel
insan: beşer, ademoğlu
internet: genel ağ
intiba: izlenim
intihal: aşırma
iptidai: ilkel
irtifa: yükseklik
isim: ad
istatistik: sayımlama
istirahat: dinlenme
istisna: aykırı
iştigal: uğraş, uğraşı
iştirak: ortaklık
izah: açıklama
izdivaç: evlilik
izolasyon: yalıtım
kabiliyet: yetenek, yeti
kader: yazgı
kafa: baş
kâfi: yeter
kafiye: uyak
kâinat: evren
kalite: nitelik
kalp: yürek
kampüs: yerleşke
kanun: yasa
kânûn-ı evvel: aralık
kânûn-ı sânî: ocak
kanunuesasi: anayasa
kapasite: sığa, kapsam
karakter: kişilik
kategori: ulam
kelime: sözcük
kırmızı: al
kısım: bölüm
kitap: betik
kompleks: karmaşık
kompüter: bilgisayar
komünikasyon: iletişim
konsantrasyon: derişim
konsolidasyon: süreletme
kontrol: denetim
kramp: kasınç
kriter: ölçüt
kronik: süreğen
kundura: ayakkabı
kurnaz: açıkgözlü
kuvvet: güç, erk
küfür: sövme
küre: yuvar
latife: şaka
lenf: akkan
lisan: dil
liste: dizelge
lokosit: akyuvar
lügat: sözlük
lüzumlu: gerekli
maaş: aylık
mabet: tapınak
maddî: özdeksel
mafsal: eklem
mağdur: kıygın
mağlubiyet: yenilgi
mahfuz: saklı
mahluk: yaratık
mahsul: ürün
mahsus: özgü
maksat: gaye, hedef, amaç, erek
makul: uygun, elverişli
mâna: anlam
manevî: tinsel
mani: engel
masraf: gider, harcama
mavi: gökçe
mecaz: istiare, eğretileme
mecbur: zorunlu
meçhul: bilinmeyen
medeni: uygar
medeniyet: uygarlık
medya: basın-yayın
mefhum: kavram
mehtap: ay ışığı
mekanizma: düzenek
mekruh: iğrenç
meleke: alışkanlık
melez: kırma
memleket: ülke
merasim: tören
meridyen: boylam
mersiye: ağıt
mesafe: uzaklık
mesaj: ileti
mesela: örneğin
mesele: sorun
mesuliyet: sorumluluk
mesut: mutlu
meşhur: ünlü
meşrubat: içecek
metamorfoz: başkalaşım
metot: yöntem
mevki: mekân, yer, konum
meydan: saha, alan
meyil: eğim, eğilim
mezar: gömüt
mıntıka: bölge
mısra: dize
miras: kalıt
misafir: konuk
misal: örnek
miskin: uyuşuk, mıymıntı
monoton: tekdüze
moral: özgüç
muamele: davranış
muamma: bilmece
muasır: çağdaş, güncel
muavin: yardımcı
mucize: tansık
mugaddi: besleyici
mugalata: yanıltmaca
muganni: şarkıcı
mugayeret: aykırılık
mugayir: aykırı
muğber: küskün, gücenmiş, dargın
muğlak: çapraşık
muhabere: iletişim, iletişme
muhaceret: göç
muhacim: saldıran, saldırıcı
muhacir: göçmen
muhaddep: dış bükey
muhafaza: koruma
muhafazakar: tutucu
muhafız: koruyucu
muhakeme: yargılama, uslamlama
muhakkak: kesinlikle
muhakkik: soruşturmacı
muhal: olanaksız
muhalefet: karşıtlık
muhammen: oranlanan, ön görülen
muhammes: beşgen
muhammin: ön gören
muharebe: harp, savaş
muharip: savaşçı
muharrer: yazılı, yazılmış
muharrik: kışkırtıcı, ayartıcı
muharriş: tırmalayan, irkilten
muhasamat: çarpışma
muhasara: kuşatma
muhasebe: saymanlık
muhasebeci: sayman
muhasır: kuşatan
muhassala: bileşke
muhassas: ayrılmış
muhat: kuşatılmış
muhavvil: dönüştüren
muhavvile: dönüştürücü
muhtemel: olası
muhteviyat: içindekiler
mukaddes: kutsal
mukavele: sözleşme
muntazam: düzgün, düzenli
murabba: dördül
murafaa: duruşma
mutasyon: değişinim
mutedil: ılımlı
muvaffakiyet: başarı
mübalağa: abartma
mücadele: çaba, uğraş
mücerrit: soyut
müdafaa: koruma
müdahale: karışma
müddet: süre
müdrike: anlık
müebbet: yaşam boyu, sonsuz
müeccel: ertelenmiş
müeddep: uslu
müellefat: (yazılı) yapıt
müellif: muharrir, yazar
müemmen: sağlanmış
müennes: dişil
müessese: kurum
müessif: üzücü
müessir: dokunaklı
müessis: kurucu
müeyyide: yaptırım
müfekkire: düşünce gücü
müferrih: iç açıcı
müflis: batkın
müfret: tekil
mühim: önemli
mümin: inanan, inançlı
münasebet: ilişki
müracaat: başvuru
mürekkep: birleşmiş, birleşik
mürettip: dizgici
müsabaka: karşılaşma
müsamaha: hoşgörü
müsavi: eşit
müstehcen: uygunsuz
müstehzi: alaycı
müsvedde: taslak
müşabehet: benzerlik
müşabih mümasil, benzer
müşahhas somut
müşkül güç, güçlük, çetin
müşkülpesent: zor beğenen, titiz
müşrik: çoktanrıcı
müştak: türev
müştehi: istekli
müşteki: yakınan, sızlanan
müştemilat: eklenti
müşterek: ortak
müştereken: ortaklaşa
müşteri: alıcı, alımcı
müta: geçici kazanç
mütalâa: okuma, düşünce irdeleme
mütareke: ateşkes, (silah) bırakışma
müteaddit: çok, birçok
müteaffin: kokuşuk, pis kokulu
müteahhit: üstenci, yüklenici
müteahhitlik: üstencilik, yüklenicilik
müteakiben: arkadan
müteakip: sonra, ardından
mütealiye: deneyüstücülük
müteallik: ilişkin, ilgili
müteammim: yaygınlaşmış, genelleşmiş
mütearife: belit
mütebaki: kalan
mütebasbıs: yaltakçı
mütebeddil: değişen, kararsız
mütebessim: gülümseyen, güleç
mütecanis: bağdaşık
mütecasir: yeltenen
mütecaviz: saldırgan
mütedeyyin: dindar
müteessir: üzüntülü
mütefekkir: düşünür
müteferrik: dağınık
mütehammil: dayanıklı
müteharrik: devingen, oynar
mütehassıs: uzman
müteşebbis: girişimci
mütevazi: alçakgönüllü
müteveffa: ölü, ölmüş
müttefik: bağlaşık
müzayede: açık arttırma
müzmin: süreğen
nadir: ender, seyrek
nafile: boşuna
nağme: ezgi
nasihat: öğüt
nâzır: bakan
nefes: soluk
nesiç: doku
nesil: kuşak
netice: sonuç
nezif: kanama
nısıf: yarım
nihayet: sonunda
nikâh: düğünﻧ
nispet: oran
normal: olağan
numara: sayı
nutuk: söylev
objektif: nesnel
organizasyon: düzenleme
orijinal: özgün
otoban: otoyol
otorite: yetke
pabuç: ayakkabı
paradoks: çelişki
parazit: asalak
pasif: edilgen
performans: başarım
plaj: kumsal
plato: yayla
popüler: favori, gözde
prensip: ilke
prezantasyon: sunum
primer: birincil
printer: yazıcı
problem: sorun
prodüktör: yapımcı
program: izlence
proje: tasarı
prosedür: işlem, işleyiş
proses: süreç
provokasyon: kışkırtma
radyoaktif: ışınetkin
rağmen: karşın
randıman: verim
rapor: yazanak
reis: başkan
rejisör: yönetmen
resesif: çekinik
restoran: aşevi
rey: oy
rezistans: direnç
ruh: tin
rutubet: yaşlık, ıslaklık
rüya: düş
rüzgâr: yel
sade: yalın
sahil: kıyı
sahip: iye
sahte: düzmece
samimi: içten
sarhoş: esrik
satıh: yüzey
sebep: neden
sefaret: büyükelçilik
sekreter: yazman
sekunder: ikincil
selamet: esenlik
sema: gök
sembol: simge
semptom: belirti
sendrom: belirgi
sene: yıl
sentez: bireşim
ser: baş
serbest: erkin
serseri: başıboş
seviye: düzey
seyyare: araba
sıhhat: sağlık
sihir: büyü
simülasyon: öğrence
sistem: dizge
siyah: kara
sohbet: söyleşi
solüsyon: çözelti
sonbahar: güz
spesifik: özgül
spesiyal: özel
standart: ölçün
statik: duruk
statü: durum
sual: soru
subjektif: öznel
sulh: barış
suni: yapay
sükût: sessizlik
sürat: hız
şahit: tanık
şair: ozan
şark: doğu
şart: koşul
şatafat: gösteriş
şehir: kent
şimal: kuzey
şuur: bilinç
şüpheli: sanık
tabaka: katman
tabiat: doğa
tabii: doğal
tabir: ifade, deyiş
tahlil: inceleme
tahmin: kestirim
takip: izlem
talebe: öğrenci
talep: istek
tamir: tadilat, onarım
taraf: yan
taraftar: yandaş
tarih: günay
tasallut: sarkıntılık
tasavvur: canlandırma, tasarı
tasdik: onay
tashih: düzeltme
tasvir: betimleme
tavsiye: salık
tayyare: uçak
taze: yeni
teadül: denklik
teamül: yapılageliş tepkime, davranış
tebdil: değişiklik
tebessüm: gülümseme
tebrik: kutlama
tecelli: belirme
tecessüm: görünme
tecrübe: deneyim
teçhizat: donanım
tedavi: sağaltım
tedbir: önlem
teessür: üzüntü
teferruat: ayrıntı
tefsir: yorum
tekamül: evrim, gelişim, gelişme, olgunlaşma
tekaüt: emeklilik
tekeffül: yükümlenme
teklif: öneri
tekrar: yine
telaş: tasa, kaygı
tembel: haylaz
tembih: uyarı
tenasüp: uyum
teori: kuram
tercih etmek: yeğlemek
tercüme: çeviri
tereddüt: duraksama
tertip: düzen
teselli: avunma
tesir: etki
teşhis: tanı
teşrîn-i evvel: ekim
teşrîn-i sânî: kasım
teşvik: özendirme, kışkırtma
trotuar: kaldırım
tümör: ur
ultrason: yansılanım
unvan: san
usul: yöntem
üslup: biçem
vaat: söz
vaka: olay
vakur: ağırbaşlı
vasıf: nitelik
vasıta: araç
vâsi: engin
vatan: yurt
vatandaş: yurtdaş
vazgeçmek: caymak
vazife: görev
vehim: kuruntu
versiyon: sürüm
vilayet: il
viraj: dönemeç
viran: yıkık
yaver: yardımcı
yeknesak: tekdüze
yekpare: bütün
zamir: adıl
zaviye: açı
zehir: ağı
zengin: varsıl, varlıklı
zor: çetin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz en kısa sürede yayınlanacaktır.